Ay: Aralık 2020

Tebdili yılda belki ferahlık – Belki ekmek vardır…

Her yılı serzenişle uğurlayıp yeni gelene meylediyoruz. Tebdili mekânda olduğu gibi tebdili yılda da ferahlık vardır umuduyla yüreğimiz pır pır. Masal gibi geliyor bize;  bir gece uyuduk uyandık mışıl mışıl dünya değişecek gibi. Ekmek aslanın ağzından pat diye alınacak sanki… Daha adil, daha güvenli, daha huzurlu olacakmış gibi dünya. Eskiden kalma arazlarla uyanacak yüreğimiz oysa yeni yılın ilk sabahına.  Yanı başımızda güvenli bir nefes arayacağız yine, gözlerimiz kaybettiklerimizi arayacak, aynı türden hayalleri ...

Devamını Oku

Çam ağacı geleneği…

Çam ağacı süslemek 'Nardugan'dan gelen Türk geleneği mi? Son günlerde Noel ağacı kurmanın, süslemenin Türk geleneği olduğu yönünde bir tartışma başladı. Sümerolog İlmiye Çığ, Türklerin Nardungan bayramını İslamiyet öncesinde de kutladığını ileri sürüyor. Onu destekleyen tarihçiler olduğu gibi; Türkolog Abdulhaluk Mehmet Çay ve Ahmet Taşağil böyle bir bayram olduğuna dair bir belge bulunmadığını ifade ediyor. Nardugan Bayramı Roma döneminde Satürnalya, Antik Yunan’da Dionysos şenlikleri olarak kutlanmaktaydı. Nardugan Orta Asya’da “kış gündönümünü” ifade ...

Devamını Oku

Yaşam Zevkinin “Keyifli” İncelikleri….

Severek yapıldığında işin iş olmadığını çoktan öğrendik de severek yaşanılan ömrün ne olduğunu hala çözemedik. Özenle planlanmış bir hayat, itinayla tasarlanmış bir yaşam bir başyapıt gibi, ustalıkla yaşanmış. Yaşam zevkinin incelikleri üzerine kurgulanmış bir paylaşım “KEYİF” Doluca ekibinin her detayını incelikle işlediği buluşmalar. Son yıllarda alışık olmadığımız kadar “incelikli, elegant, içten” bizi düşündürmeye sevk ediyor yaşam şeklimizle ilgili. Çoğu zaman geçiştirdiğimiz, ıskaladığımız hayatın anlamlı detayları üzerine kafa yormak. Daha keyifle, daha ...

Devamını Oku

Mevlana – Yeni Çağın Değer Referansı

Her gün binlerce uyaranla günü gece, geceyi sabah ediyoruz. Yaşamın her anında verilmesi gereken onlarca karar, seçilmesi gereken tercih ve olunması gereken duruşlar var. Bireysel tercihler zaman içinde birikip kültürü, aktarıldığında da geleneği inşa ediyor. Gelenek çoğu zaman makbul görmese de, artık biliyoruz ki tatlar, değerler toplumların kültürel kodlarına hatta genetik kodlarına eklenmiş birer mirasa dönüşüyor. Kültürel etkilerin yanına bir de bireysel davranışları eklersek toplumun değer yargıları ortaya çıkıyor. Zamanın ruhuna ...

Devamını Oku

Yerli Malı – Dünya Malı

Satın alma kültürü daha çok “almamak” üzerine kurulu bir geleneğin temsilcisi olan zamanlardan kalma bir ailede yaşarken;  fani insanın almakla imtihanı “yerli malı yurdun malı” haftasında su yüzüne çıkan, toplumsal travmanın en önemli göstergesidir. Herkes ithal muz ile sınıfa giriş yapmışken organik, kurtlu domates, Cennet meyvesi hurma, ata tohumu siyez bulguru, dalında uyuya kalmış muşmulalar hiç kuşkusuz havalı “yerel üretim – kırsal kalkınma” çabalarının olmadığı vakitlerden kalma anılar. Yurdun malı da ...

Devamını Oku

Gerçekten toprak ana mıydı?..

Modern dünyanın çöplüğünde nefessiz kaldık ardıç kuşu olduk, gamzenin çukuruna uykuya daldık. Bir avuç toprağın peşine düştük.  Toprağın üstüne kurduk fani heveslerimizi, derinlerine dalmaya cesaret edemedik, oyalandık durduk gelene gidene alıştık, aşık olduk.. Bir varmış bir yokmuş ile başlayan masallarda paylaşılan toprak. Evvel zaman içinde efsanelerinde “anaya” dönüştürülen toprak. Zamandan mütevellit üstüne basa basa çiğnenen toprak. Vatan deyince dört nala uzak.. Hunharca çiğnedik geçtik, altını üstüne getirdik, yetmedi yolumuzdan çektik. Sevgilinin ayağında taş değmesin dedik toprağa ...

Devamını Oku

Zanaatkârlığın içine sinmiş sanat

Hayat hayale sığmıyor derken büyük yürekli bilgeler; hamurlar yoğurmaya evrenin şifasını fısıldanmaya devam ediyordu. Hititler; çizgiye, şekle, renge dair tekmili birden ne varsa hamura aktarıp, ustalıklı eserler ortaya koydular. Zanaatkârlık ticari gelişmişliğin özgüveniyle 15o’ye varan ekmek çeşidini tohumu altına dönüştürdü. Avucun içine sinen hikâyeler, insanlığın alametifarikası oldu.  Doğanın tüm gizemi bazen anka kuşuna bazen bir üzüme bazen de diş şeklinde heykele dönüştü usta ellerde. Her bir ekmek bir sanatçının elinde ...

Devamını Oku

Anadolu’nun ekşi maya hikâyesi…

Eski Yunan’da çok değerli olan fırıncılık mesleğinin kökleri de yine Anadolu coğrafyasında kök salmış ileri uygarlıklar olan Hititler, Urartular, Sümerler gibi medeniyetlerdir. Farklı dönemlerde Balkan göçleri ve Galyalılar’ın  sayesinde özellikle Kapadokyalı fırıncıların zanaatkârlıkları Avrupa kıtasında önce Eski Yunan, sonra da onlar vasıtasıyla İtalya’ya kadar ulaşmıştır. Amerika’da şu anda ekilen buğday çeşitlerinin  %70’ine yakını 1900’lü yıllarda Kars tarafından Amerika’ya gitmek zorunda kalmış Malakanlar’ın yanlarında götürdükleri kavlıca buğdayından ıslah edilmiş çeşitlerdir. Anadolu buğday ...

Devamını Oku