Blog

Ekmeğin uzmanı olur mu?

Önümüzdeki yirmi yılda bugün var olan mesleklerin yaklaşık % 60’ının olmayacağını biliyor muydunuz? Meslekler, yaşam şeklimiz, beslenme biçimlerimiz, tercihlerimiz çok hızlı değişiyor, gün geçmiyor ki farklı bir internet uygulamasıyla tanışmayalım. Biz uyurken birileri gezegenin, hatta evrenin geleceğini tasarlamaya çalışıyor. Bu tasarımda İktisada Giriş dersinde Erdoğan Alkin Hocamın yazdığı iktisat kavramı bile değişim geçirmek üzere. Nitekim kıt kaynaklarla insanın isteklerini karşılama tanımı şimdilerde kaynakların kıtlığını başka bir aşamaya taşımış durumda. Kaynaklarımız kıt ...

Devamını Oku

Sere serpe kahvaltıdan, girişimci israfına

Keşke Halil İbrahim sofralarında gözümüzü değil gönlümüzü doyursaydık. Sere serpe kahvaltıları tadında bırakmadık sofranın yarısını israf ettik, yetmedi heveslerimizi, hayallerimizi de peşi sıra çöpe attık. Serpme kahvaltıların ortalama % 60’ının israf edildiğini biliyor muydunuz? Sadece kahvaltı mı yatırımlarımızdan israftan nasibini alıyor.  Türkiye’de ortalama her yıl 60 bin işletme kuruluyor. 3 yıl dolmadan %80’i çöp. Kahvaltı masasında heyecanla bulduğumuz iş fikirlerinin çoğu deneyimsizlik, kibir, disiplinsizlik ve gereksiz harcamalar yüzünden kapanıyor. Elde kalan ...

Devamını Oku

Bir avuç toprak için yor kendini

Mevsimin getirdikleri soframız oldu şimdilerde; taze sarımsak kokusu, patlıcan, kabak tencerelerde buluşuyor anbean. Yağmurlar ekine can verdi, rüzgârla büyüyen sürgünler, arının balından nasiplenen çiçekler oradan oraya taşıdı hayatı. Başka bir bahara uyandık bu yıl, ömrümüzden bir bahar gitti sanıyorduk, oysa bereketiyle hasadı kucakladık yazın. Kirazlar al oldu ne varsa toprakta, küçük yüreğine sığdırdı, çocuklara küpe oldu salkım saçak. Yediklerimiz şifamız olsun diye bir karış toprağın içinde bi dolu tohumlar ekiyoruz hayata şimdilerde. ...

Devamını Oku

Malazgirt ten Tarımın Geleceğine

“Mızrakla ülke alır, buğdayla yurt edersin oğul” demişti Tapduk Emre. Malazgirt aslında cephede kazanılan bir zaferin tarımda yaratılan üstünlük ile coğrafyanın binlerce yıl sürecek “Türk Yurduna” dönüştürülmesini sağlayan bir sürecin başlangıcıydı. Türkler Anadolu’yu kısa sürede nasıl yurt haline dönüştürmüşlerdi. Çünkü onlar Orta Asya’dan gelirken yanlarında maya kelamını getirmişlerdi. Anadolu mayalandı yüzyıllar boyu ahilik geleneği ile. Türk boylarının her birinin farklı bir yeteneği vardı. Her bir boy yeteneğine uygun coğrafi bölgeye yerleştirildi. Ektiler, ...

Devamını Oku

Yeteri Kadar Aşk Yeteri Kadar Domates

Bazı kelimeler sihirlidir, içimizden geçenleri anlatmak, duygularımızı ifade etmek için yeterlidir. Daha fazlasına gerek yok “bu kadar su yeterli” dediğimde sevgili arkadaşım Cem;  “bol su verelim çok domates versin” demişti.  Ona “gezegenin tüm unsurlarını beslemek” kavramından bahsetmiş anneannemin deyimiyle konuyu detaylarıyla açıklamaya çalışmıştım. “Suyunu eksik edersen huysuz, fazla verirsen arsız olur” Cem suyunu fazla verdi, daha iyi olacağını düşünerek, daha fazlasının daha iyi olduğunu varsayarak, esirgemeden, cömertçe. Ama olmadı, fazla su bitkiyi ...

Devamını Oku

Aşure Bereketi

Aşure gününde birçok mucizenin gerçekleştiğine inanılır. Gerçi toplumlar için nereden çıkmış, neyi temsil ediyor tarafı çoğu zaman unutulur ya da önemini kaybeder. Örneğin Aşure birçok mucizenin gerçekleştiği bir gelenek olarak düşünülse de son yıllar da “bereket, bolluk, paylaşım” olarak anlam kazanmaktadır. Anneannem sabah erkenden kalkar geceden ıslatılmış, ambarda ne varsa hepsini masanın üzerine dizerdi. Bakır kaplarda bulunan her şey için yağmura, buluta, toprağa, arıya cemi cümlesine teşekkür eder, minnetini sunardı. O ...

Devamını Oku

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

O Meçhul Asker Hiç Âşık Olamadı. 26 Ağustos’u 27 Ağustos’a bağlayan gece Afyon’da başlayan Büyük Taarruz aslın da çok önceden gizli bir şekilde Atatürk tarafından planlanmıştı. 20 Temmuz 1922 tarihinde toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi son defa Mustafa Kemal Paşa’ya Başkomutanlık yetkisi verilmişti. Halk yorulmuştu, gerek cephede gerek toplumun farklı kesimlerinde artık dayanacak güç kalmamıştı. Ambarlar boşalmış, çocuklar aç susuz, kadınlar çaresiz asker yolu gözlüyorlardı. Askerler cephede düşmanla savaşırken kadınlar ve yaşlılar köylerde ...

Devamını Oku

Sarı Lale

“Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından” demek isterdim mevsimlerden bahar olsa. Baharı müjdelerdi her yıl laleler. Lale alamasam da Beypazarı’na gitmişken lalenin hikâyesini aktarayım dedim. Her toplantı, her proje yeni güzellikler ekiyor belleğimize. Mevlana olsam methiyeler düzerdim ona satır aralarında kimbilir.  “Ey Gönül! Cânına üflenen nefhayla yan da kavrul! Amma lâle gibi ol ki, hâlinden sadece “yâr” haberdâr olsun.” Yar peşinden yollara düşer bir lale soğanının köklerinde kılcal damarlara doğru akan kırmızıda toprağa ...

Devamını Oku

Bir Çay Hikayesi

1921 yılı nisan ayında mecliste kurulan bir komisyonda, Ziraat Genel Müdürü olarak İktisat Bakanlığı adına temsilci olarak katılan Zihni Derin’in; o gün ortaya attığı bir fikir koca bir bölgenin hayatını ileride değiştirecekti Kim derdi ki dillere destan çocukluğum, şimdi de çay konusu ile gündeme gelecek; belleğime  iliştirilmiş çay anıları korona virüs günlerinin en önemli hatıraları olacaktı. Her şey whatsapp gruplarımdan birine düşen bir mesaj ile yeniden can buldu. Ben de madem evde ...

Devamını Oku

Doğal Olmayan Felaket

Bu yazı Hemşin’de meydana gelen sel felaketinden sonra yazılmıştır, Giresun’da yaşanan doğal olmayan felaket de hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin. Bir Karadenizli, Hemşinli olarak üzgünüz ki bu kaderi tüm Karadeniz hatta Türkiye paylaşıyor. Her şeye rağmen yapılan dere ıslah çalışmaları adı altında HES’ler, TOKİ’ler felaketin habercisi, sebebi değil de neydi? Yeniden okuyup yorumlamanız dileğimle. Bilmiyorlar ki Karadeniz’de metrekareye hep fazla yağmur düşerdi, ama doğa yerleşim ve absorbe edecek bilgelikle ...

Devamını Oku