Gerçekten toprak ana mıydı?..

Modern dünyanın çöplüğünde nefessiz kaldık ardıç kuşu olduk, gamzenin çukuruna uykuya daldık. Bir avuç toprağın peşine düştük.  Toprağın üstüne kurduk fani heveslerimizi, derinlerine dalmaya cesaret edemedik, oyalandık durduk gelene gidene alıştık, aşık olduk.. Bir varmış bir yokmuş ile başlayan masallarda paylaşılan toprak. Evvel zaman içinde efsanelerinde “anaya” dönüştürülen toprak. Zamandan mütevellit üstüne basa basa çiğnenen toprak. Vatan deyince dört nala uzak.. Hunharca çiğnedik geçtik, altını üstüne getirdik, yetmedi yolumuzdan çektik. Sevgilinin ayağında taş değmesin dedik toprağa gönül koyduk..

Doğurduklarıyla yüzleşiyor. Milyonlarca yıldır koruyup kolladıkları, en çok da Âdemoğlu.  Koynunda beslediği evrenin alametifarikası önce elmaya meyletti sonra bir fani söze kanıp yolundan etti.

Yaşadığı her şeyin sorumluluğunu başkalarına yükleyen insanoğlu, onlara verdiği payelerle önce onurlandırıp sonra da köşesine çekilip basit bir özürle işin içinden tereyağından kıl çeker gibi çıkıyor çoğu zaman.

Toprak dediğin  “korur, kollar, kucaklar, sarıp sarmalar” anadır, kutsaldır.

Ana dediğin “affeder, kin tutmaz, bağışlar, suçlamaz,  ne zaman çalsan kapıyı hemen açar”

Konuştuğunda arkadaş olur, tohum atarsın bire bin verir, tohumu kollamak, doyurmak da onun görevi.

Filizlerini paylaşırsın büyütür, ağaca dönüştürür kökler onunla güvende.

Mevsimleri getirir kapımıza, hasadı kutlarız, harman yeri olur bağ bostan.

Bozkırlarında dörtnala aşklar, kuzular koyun koyuna.

İşittikleri siner kokusuna

Zaman dediğin asılı kalır kuytusunda..

Her şeyi bilir de susar,

İlk onu keşfettik ilk onunla bağ kurduk, sadakatine sonsuz güvendik  “ana” dedik adına, ilişkimizi garantiye aldık, mesafeden caydık.

Gücümüzün yettiği her şeyi evcilleştirip uyumla yaşamayı öğrettik, ısırmadığı sürece köpekler dostlarımız, kediler arkadaşlarımız oldu.

Tilkiler kurnaz çıktı onlara pas vermedik, ayılar balımızı çaldı elimizden, paylaşmayı hazetmedik.

Yılanlar her dem akrep kıvamında, suyun başına gittik hemen sahiplendik, ormanlar dersen şifalı reçinelerine bir kesik attık devamı geldi kökten devirdik çamları, bir çuval inciri berbat ettik.

Evcilleştirdiğimiz her şeyin önce sahibi olduk sonra işler rayından çıkınca da yaşananların suçlusunu bulduk. İlişkimiz her dem tek taraflı Âdemoğlu hep naz tarafı, faydacılık romantizmden.

Toprağın altını üstüne getirdik, etmedik eziyet bırakmadık, ciğerlerini oyduk. Canımız istedi yatıya kaldık ay ışığı ile paylaştık şiirler fısıldar olduk.  Vakti geldiğinde silkelendik onu da apar topar kirlettik. Ateşe verdik, küllerinden doğduk, havayı soluduk, suyu kirlettik.

Hatıraları belleğine iliştirip kök saldığımız toprakları terk ettik bir çırpıda zamanı geldiğinde.

Modern dünyanın çöplüğünde nefessiz kaldık ardıç kuşu olduk, gamzenin çukuruna uykuya daldık. Bir avuç toprağın peşine düştük.  Toprağın üstüne kurduk fani heveslerimizi, derinlerine dalmaya cesaret edemedik, oyalandık durduk gelene gidene alıştık, aşık olduk..

Bir varmış bir yokmuş ile başlayan masallarda paylaşılan toprak

Evvel zaman içinde efsanelerinde “anaya” dönüştürülen toprak

Zamandan mütevellit üstüne basa basa çiğnenen toprak.

Vatan deyince dört nala uzak..

Hunharca çiğnedik geçtik, altını üstüne getirdik, yetmedi yolumuzdan çektik

Sevgilinin ayağında taş değmesin dedik toprağa gönül koyduk

Belki affeder, belki hafifler içindeki sızısı, belki döner yeniden

Ama baştan başlayamaz şairin söylediği gibi.

Kaybettiklerimizi içine koyduk boylu boyunca, ondan mıdır acaba?  “Ana” desek te içten içe oymamız kim bilir.

“Sevdiklerimiz olduğu için mi içinde öyle güzel kokar”

Yoksa sevdiklerimiz  yüzünden mi öyle ürkeriz topraktan….

Uğruna canını verdikleri canına minnet koynunda..

Toprağa, tohuma, evrene….

Toprak günümüz kutlu olsun…

Benzer İçerikler

YAŞAMI ONARAN TARIM – 4

YAŞAMI ONARAN TARIM – 3

YAŞAMI ONARAN TARIM – 2

YAŞAMI ONARAN TARIM – 1 –

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir