Oysa girişimcilik neydi selvi boylum al yazmalım

Son yılların en gözde işi girişimcilik. Vergi levhasını asan, kooperatif kuran herkes girişimci. Hele bir de kadın üreticiyi destekliyorsan değme keyfime en girişimci algısı sende. Zamanında bizim oğlan iş kurdu diyen aileler şimdi bizim çocuklar çok girişimci diye hava atıyor. Memleketimin taşı toprağı girişimci enflasyonuna kurban gidiyor.

Kaynaklar, destekler, fikirler, yetenekler öylece girişimcilere giderken israfın haddi hesabı yok. Kalkınma / yatırım ajansları/ kurumlar içinde kooperatif geçen, kadın yazan her atılıma kaynaklar aktarıyor.

Her işte olduğu gibi girişimcilikte de işin suyunu çıkardık. Üniversiteyi bitiren, evde sıkılan herkes “bir işe girişiyor.” Yıllardır vergi veren, istihdam yaratan, riskleri karşılayan kobiler, küçük esnaf destek dilenirken elde kalan son finansal kaynaklar da bazlama, salça, pijama satan “kadından, üreticiden, anneden, köylüden.comlara” oluk oluk akıyor.

PARA EL DEĞİŞTİRİYOR

Kriz dönemlerinde paranın el değiştirmesi gibi şimdilerde destekler el değiştiriyor. Mahallenin esnafı vergi yükü altında ezilip yarım asırlık dükkânını kapatırken aynı mahallede sıcacık evlerde tazecik girişimlerin dumanı tütüyor.

Tarım girişimciliği dersen dünyanın en moda işi. 20 milyar dolarlık tarım gıda teknoloji pazarı dünyada en çok girişimin olduğu alanlardan biri. IBM’in yan kuruluşlarından biri The Weather Company üyelik sistemiyle tarımın paydaşlarına  veri üretiyor. Dünyada tarım girişimcilerinin % 90’ı robotik kodlama/ materyal tasarımı /yapay zeka-  veri depolama / tohumculuk /tarımsal süreçlerde fire ve israfın azaltılması yönelik teknoloji yaratma/ toprak bakımı ürünleri /gıda tasarımı gibi başlıklarda inovatif çalımalar yaparken, Türkiye’de girişimlerin sadece % 5’i teknoloji geliştiriyor. Kalanı e ticaret sitesi açma / kooperatife makine desteği / kadın üreticiye /kırsal kalkınmaya eğitim gibi temel konulara harcanıyor.

YUFKA AÇANA DEĞİL UFUK AÇANA DESTEK OL 

Hal böyle olunca şimdiye kadar mahalledeki bakkaldan aldığımız salçayı kadından, nalburdan aldığımızı kooperatiften, zücaciyeden aldığımızı “ondan bundan şundan” derken sadece para el değiştiriyor. Hala  “Simit Sarayı – Nusret” gibi ne tarımda ne tekstilde ne de gıdada bir dünya markamız yok.

Yıllardır kendi işini yönetenler bile “işi yönetme” noktasında sorunlar yaşarken “üç günde girişimci eğitimleriyle” memleketin yarısını girişimci yapmaya çalışmak işletme bilimine aykırı olduğu kadar akla da aykırı. İşini iyi yapanlara destek olsak da kadın erkek, kentte kırda onların yanında çalışsak onurumuza mı dokunur acaba.

OYSA GİRİŞİMCİLİK NEYDİ SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM

Yeni bir yöntem

Yeni bir icat

Maliyeti düşüren bir üretim /hizmet şekli

Kimsenin almadığı bir finansal riski göze alma

Şimdi soruyorum çevrenize şöylece bir bakın hangi tanıdığınız bu tarzda bir girişimci?

Ezcümle; girişim iyi bir şeydir, -sözüm meclisten dışarıdır, gerçek girişimciler baş tacıdır- ekonomiye can verir, her şeyi devletten beklemeye gerek yoktur, çok girişim çok başarı olasılığı demektir. Ama kaynakların giderek azaldığı “dünyada /Türkiye’de” biraz daha planlı programlı desteklerle sürdürülebilir, ihraç edilebilir, işe yarayan firikleri desteklesek daha iyi olmaz mı? Belki o zaman kır da / kent de / kadın da daha kolay güçlenir ne dersiniz.

Benzer İçerikler

YAŞAMI ONARAN TARIM – 4

YAŞAMI ONARAN TARIM – 3

YAŞAMI ONARAN TARIM – 2

YAŞAMI ONARAN TARIM – 1 –

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir