“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık. Hem inanç devriydi, hem de kuşku. Aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana – sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin iyi ya da kötü fark etmez, sadece “daha” sözcüğünü kullanarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğinin iddia ederdi.” ÖLDÜRENLER ARTIK ÖLDÜRÜLMEKTE Charles Dickens’ın Fransız ...
Devamını OkuYerli malı haftası dediğin köylülüğün en zor günüydü, herkes muz getirir sen kokulu peyniri sokamazsın sınıfa. Hâlbuki şimdi herkes Kars’a gidiyor en kokulusu için. Herkes tatile gider sen yaz boyu inek kokarsın. Halis muhlis köylüsün ne iş yaparsın tarım, hayvancılık köyde ne varsa yaparsın. Sonradan öğrendik ki adı çiftçilikmiş. Çok havalı baba anneannem yaşasaydı çok mutlu olurdu ondan daha iyi çiftçi yoktu, en iyisinden su katılmamış köylüydü. Şimdilerde köyler de ...
Devamını OkuKarbon ayak izi insan türünün geleceğini riske atsa da ekonomisi pek şahane. “Alacaksın vereceksin ekonomiye can vereceksin” sloganının üzerinden çok geçmeden karbon borsalarında gong sesi duyuldu. Biz tarla günü etkinliklerinde hangi bölgenin folklorik öğelerini sunsak diye düşünürken gelecekçi zihinler karbon tarımının etinden sütünden nemalanmaya başladı bile. Mantık çok basit; komşu fabrikanın 100 birim karbon salınım hakkı var yılsonu elinde 30 birim hakkı kalmış, benim sahip olduğum 500 birim hakkım dolmuş. Ondan hak ...
Devamını OkuOnun çocukları gün yüzlü Güneş yüzlü. Gün gün yazdı, an an çizdi, şiirler kaleme aldı. Büyük dostluklar kurdu ağaçla, çiçekle.. En kadim beraberliği toprak ana ile yaşadı. Ocaklar kaynadı, ateşler yandı, birbirine sokuldu insanlık buğday başakları arasında. Güne not düştü, günün rengini, gecenin ahengini. Pencerelerinden içeri aş girdi, aşk girdi. Kadının tuttuğu her şey altın, Dokunduğu her an bereket oldu. “Kültürü Mayalayan Kadınlar” projesini yapmaya başladığımda yazdığım ilk metin yukarıdakiydi. Evrenin sırrı “kadim bilgilerdeydi.” Kadim bilgiler, doğanın gizemine âşık kadına ...
Devamını OkuPlazaların gölgesinde demlenmeye devam eden Âdemoğlu, haz koleksiyonunu oluşturmada hiç bu kadar zorlanmamıştı. Mısır Piramitlerini inşa ettiren Krallar Ramses ve Tutankamun dünyevi hazların simgesi altını ebedi istirahat yerleri olan mezarlarının içinde geleceğe taşımıştı. Kadınların haz nesnesi kara elması, erkeklerin tutkusu arabaları Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Piramidinin en tepesine tırmanırken kullansak ta, Ferrari’sini satanlar piramidin tepesine ilk tırmananlardan olmuştu. Çıkışımız kadar inişimiz de hızlı olmuştu. Oysa ilk haz nesnesi bir lokma ekmek, 12 bin ...
Devamını OkuGıda fiyatlarının giderek yükselmesi, yoksulluğun artması temel gıda maddelerine olan erişimin zorlaşması büyük toplulukları sanal dünyada yaşayacakları hazlara itiyor. Bir tarafta Tarım 5.0 ile iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden tarımı arındırma çabaları bir tarafta satın alınamayan gıdalara sanal gerçeklikte sahip olma arzusu. Cennete kurulmuş fırınlar, bir gözlük kadar yakın ekmekler çok uzakta dediğinizi duyar gibiyim. Kuzey Kore’nin sanal tarım müzesi kurduğunu hatırlatmak isterim. Zor zamanlardan geçiyoruz. Ekmek fiyatları en son Hititler zamanında ...
Devamını OkuTarımı yeme içmenin basit bir parçası olarak görmeye devam ettikçe “biyopolitik ve tarım diplomasisinin” nasıl bir güç ihtiva ettiğini anlayamıyor, önemini kavrayamıyoruz. Modern çağ gastronomisi lezzetten çok algı üzerine yönetiliyor. Oysa 19 yy mutfağında Savarin gibi çok yönlü gurme yazarlar tat bilimi üzerine yoğunlaşıp konunun bilim tarafını gündeme getirmeye çalışıyorlardı. Savarin “Lezzetin Fizyolojisi ya da Yüce Mutfak Üzerine Düşünceler” adlı kitabında tüm canlıların beslendiğini, insanların yemek yiyip sosyalleştiğini, yediklerinin onların davranışlarına ...
Devamını OkuKararlarımız kaderimize dönüştü, her gün onlarca karar veriyoruz, düşünmeden, hesaplamadan. Kendimizce ilke ve kurallarımız var. Sevinçleri burada yaşıyor cezayı cehenneme bırakıyoruz. Cennetten beklentimiz ise çok yüksek. Her yer sular seller, periler, huriler, yiyecekler, sevgi, aşk… Oysa birilerinin cenneti birilerinin cehennemini yaratıyor dünyada. Mesela Hitler'in ideal ırk anlayışı yüzbinlerin cehennemi uğruna destek gördü. Zamanın ruhu kötülükten nemalandı yıllarca. Adalete en son inanan Osman Bey olacak ki; "Oğlum Orhan adil ol adaletli ol" dedikten ...
Devamını OkuRamazan; binlerce yıllık bir gelenek, paylaşım, dayanışma kültürü. Ramazan sadece bolluğun paylaşıldığı günler değil yokluğun da hatırlandığı zamanlar. Maddi ve manevi yönleri toplumsal dayanışmanın, kolektif kültürün birer yansımasıdır. Ramazan dinginliği, yokluğu, sabrı, sükûnu öğretir. Yokun halinden anlayan, sabrı davranışa dönüştürmüş bireyler toplumsal barışın, uyumun temellerini atarlar. Bu nedenlerdir ki ramazana ait gelenekler toplumsal hafıza ile geçmişin dayanışma kültürünü günümüze taşır. Ramazan aynı motivasyonun etrafında toplanan insanların erdem kazanacağı manevi bir aydır. Dua ile ...
Devamını OkuÖlçemediğiniz, ölçtüklerinizi anlamlı bilgiye dönüştürmediğiniz hiçbir alanda başarılı olmamız mümkün değil. Tarım artık her zamankinden daha fazla unsurdan etkileniyor. Tüm etkenlerin, süreçlerin düzenli şekilde ölçülmesi, anlamlı veriye dönüştürülmesi tarımın geleceğine yapılacak en büyük yatırım. Dünyanın temeli matematik kuralını her nasılsa unutuyoruz. Ölçme biçme işlerini sevmiyoruz. Esnaflar akşam kasalarındaki parayı kazancı zannediyor, iş dünyası markasının değerini ölçtürmüyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde rakamlar ayda bir açıklanan enflasyon, ihracat, ithalattan ibaret. Teknolojinin, big ...
Devamını Oku