Altın Pirinç Sağlık Vadediyor

Uzakdoğu ülkeleri fazla pirinç tüketmekten kaynaklı A vitamini eksikliğini gidermek için, Altın Pirinç projesini destekliyor. Genetik olarak güçlendirilmiş altın pirinç beta karoten açısından zengin olup A vitamini eksikliğini gideriyor. 1999 yılında Profsör Ingo Potrykus ve Peter Beyer tarafından geliştirilen pirinç, Rockefeller Vakfı’nın yoksul ülkelerdeki A vitamini eksikliği ile mücadele kapsamında fonlandı, geliştirildi.

GDO karşıtı Greenpeace gibi kuruluşlar altın pirinç projesini durdurmaya çalıştı. Onlar “A vitamini kaynaklı sorunları gidermek için altın pirince gerek olmadığını A vitamini desteği verilebileceğini” iddia ediyorlar. Taraftarları, altın pirincin halk sağlığı için ne denli önemli olduğunu çeşitli lobi faaliyetleriyle halka duyurmaya çalışıyor.

Ülkeler yemek kültürlerine, dini inançlarına uygun beslenme ihtiyaçları için tarımsal üretime yönelik teknoloji geliştirmeye, çözümler üretmeye odaklanmış durumda. Bangladeş, Çin, Endonezya, Hindistan, Filipinler gibi en çok pirinç tüketen ülkelerde 16 pirinç araştırma merkezi çeşit geliştirmeye, yoksulluğa çare bulmaya devam ediyor.

Altın Pirinç Papa Tarafından Kutsandı

Altın pirinç projesi 2013 yılında Papa tarafından da kutsanarak 2015 İnsanlık İçin Patent Ödülünü aldı. 2016 yılında Nobel Tıp Ödülü sahibi Sir Richard Roberts başta olmak üzere aralarında Nobel ödüllü bilim insanları da olan 296 bilim insanı Greenpeace’ye bir mektup yolladı. Mektupta; “Greenpeace’nin tarımdaki yeniliklere, biyoteknolojiye olan bakış açısını yeniden değerlendirmesi gerektiğini, muhtemelen yanlış bir bilgilendirme kaynaklı biyoteknolojiye karşı bir önyargının söz konusu olduğunu anlatarak, GDO’nun olası risklerini paylaştılar. Altın pirincin gelişmekte olan çocukların sağlığına faydalarını anlatıp aynı zamanda biyoteknolojinin de genel olarak avantajlarını” ifade ettiler.

Elbette mektubun yayınlanmasını takiben çeşitli kurumlar altın pirinç projesine saldırmaya devam etti. Journal Of Agriculture and Human Values Dergisi mektup için “Yeşil Devrim ve Yadigârı Tohumlar” başlıklı yazısında altın pirinç ile ilgili onlarca soruya cevap aradı.

Genç Yanıklığa Dayanıklı Patatesler İle Bangladeş Yoksulluğuna Çözüm

Biyoteknolojinin başka bir ürünü Bangladeş’e refah getirmesi planlanan genç yanıklığa dayanıklı LBR patatesler. ABD Ulusal Kalkınma ajansı tarafından finanse dilen proje Michigan Eyalet Üniversitesi, Bangladeş Tarımsal araştırma Enstitüsü ve Endonezya Biyoteknoloji Merkezi Genetik Kaynaklar Araştırma ve Geliştirme Merkezi tarafından yürütülüyor. Bangladeş yılda 1,5 milyona yakın patates üretiyor. Zararlıların verime etkisi yüzde 57’den yüksek. Kaynakların sınırlı olduğu gezegende verimsizlik kabul edilebilir olmaktan çıkmış durumda. Patates yetiştirirken ortaya çıkan mantarlar her üretimde en az 20 kez ilaçlama gerektiriyor. Yeni geliştirilen patates çeşidi fungusit uygulamaları yüzde 90 düşürmeyi hedefliyor.

Gezegen Dost Biyoteknoloji

GDO ve genetik çalışan biyoteknoloji şirketleri tartışma konusu olmaya devam ediyor. Sivil toplum Kuruluşları GDO’nun insan sağlığı için zararlarını anlatırken bir tarafta milyonlarca insan gıdaya erişememekten yaşamını kaybediyor. Küresel miktarda mikrobesin yetersiz beslenme sorununu ortadan kaldırabilir. Tartışmalar devam ederken biyoteknoloji de kendi argümanlarıyla etik yöntemlerini anlatmaya devam ediyor. Biyoteknoloji verimliliği artırırken, iklim felaketi kaynaklı istilacı ve zararlı sorunlarıyla organik yöntemlerle mücadele ediyor, sürdürülebilirliğe katkı sunuyor. Gezegenin kaynaklarını daha az kullanmayı düstur edinmiş biyoteknoloji doğaya ait orman, bataklık, çayır, bozkır, step gibi kaynakların daha az kullanımını sağlayarak biyoçeşitliliğin artmasına da katkı sunuyor. Daha az üretim daha az karbon salınımı demek. Her durumda biyoteknoloji hem gezegeni hem de insan türünü korumaya oldukça hevesli görünüyor.

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ BUĞDAY ÇEŞİDİ HB4 ÜRETİMİNE ONAY

Endonezya “insan tüketimi için genetiği değiştirilmiş buğday” çeşidinin üretilmesine onay verdi. Söz konusu haber tarım ve beslenmenin geleceği için devrim niteliğinde. Denize düşen yılana sarılırcasına yoksul ve gelişmekteki ülkeler önceliğini sağlıklı beslenmeden öte karın doyurmaya veriyor. Gelişmiş ülkelerde çevre dostu üretim, sürdürülebilirliğe ilgi artsa da, Covit 19, Ukrayna Rusya savaşı, iklim felaketi onlar için de beslenme sorununu ortaya koyuyor. Kaynaklar tükeniyor insan türünün beslenmesi için köklü çözümler üretmek gerekiyor. Organik tarım, iyi tarım uygulamaları mutlu bir azınlık için saadet vadetse de gezegenin ve insan türünün geleceği için yeterli değil.

GDO ürün, genetik çalışmalar etik bir problem olarak tartışılmaya devam etse de ülkeler GDO ürünleri onaylamaya başlıyor. Endonezya Tarım Bakanı Dr. Syahrul Yasin Limpo kendi kendine yeterlilik ve yoksullukla mücadele için GDO ürün gerekliliğini savunuyor. Dünyanın en önemli tarım şirketlerinden Syngenta AG ve Monsanto yoksul ülkelerde GDO lobisi yapıyor. GDO buğday Arjantin’in önemli biyoteknoloji firması Bioceres Solutions Corp tarafından üretildi. Kuraklığa karşı dirençli, verimli HB4 buğday çeşidi insan türünün kurtarıcısı olabilir.

Benzer İçerikler

YAŞAMI ONARAN TARIM – 4

YAŞAMI ONARAN TARIM – 3

YAŞAMI ONARAN TARIM – 2

YAŞAMI ONARAN TARIM – 1 –

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir